Sıkı çevre yasaları ve tarımsal desteğin kısıtlanmasını protesto eden Belçikalı çiftçiler, Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesi öncesinde Brüksel’de hayatı felce uğrattı.
Binlerce traktörle başkente gelen Belçikalı çiftçiler, Avrupa Parlementosu önünde polisle çatıştı. Polis, çiftçilere göz yaşartıcı gaz ve tazyikli suyla müdahale etti.
Fransa ve Hollanda’dan çiftçiler de AB’nin tarım politikalarını protesto etmek ve Belçikalı meslektaşlarına destek vermek için Brüksel’e geldi.
AB liderler zirvesi için Brüksel’de bulunan Macaristan Başbakanı Viktor Orban da erken saatlerde protestocu çiftçileri ziyaret ederek onlara destek verdi.
Aşırı sağcı Flaman Çıkarı Partisi, Orban’ı bu davranışından dolayı kutlayarak “İşte gerçek bir başbakan” dedi.
Flaman hükümetinin azot salımının 2030 yılına kadar yarıya indirilmesini öngören yeni planı ve tarımsal destekte kısıntıya gidilmesi, Belçikalı çiftçilerin sokağa çıkmasına neden oldu.
Günlerdir Brugge, Anvers, Ghent, Liege başta olmak üzere ülkenin birçok yerinde otoyolları ve liman girişlerini kapatan Belçikalı çiftçiler, AB liderler zirvesi öncesi Brüksel’de geniş katılımlı bir protesto gösterisi düzenledi.
‘Ursula, biz buradayız’
Binlerce traktörle başkente gelen çiftçilerin gösterisi, Perşembe sabah saatlerinde kontrolden çıktı.
Avrupa Parlementosu önündeki bariyerleri aşmak isteyen çiftçiler polisle çatıştı. Polis, çiftçilere göz yaşartıcı gaz ve tazyikli suyla müdahale etti.
Avrupa Parlementosu’nun yakınında bulunan Lüksemburg meydanındaki gösteri sırasında, Belçika çelik endüstrisi öncülerinden John Cockerill’in heykeli kaidesinden yere düştü ve alevler içinde kaldı.
Brüksel’de bazı metro istasyonları, tünel ve yollar kapatıldı, otobüs seferleri de iptal edildi.
Fransa’nın başkenti Paris’ten Brüksel’e giden otoyola, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e hitaben büyük sarı harflerle “Ursula, biz buradayız” diye yazıldı.
Belçika Başbakanı Alexander De Croo, çiftçilere sükunet çağrısında bulundu.
Çiftçilerin eylemini anlayışla karşıladıklarını söyleyen De Croo, “Ama çiftçilerimizin de bugün sahip oldukları desteği kaybetmemelerini sağlamaları gerekiyor. Gereksiz yere insanları engellemeyin” dedi.
Belçikalı çiftçiler, protesto eylemlerini, otoyollara barikat kurmak dışında süpermarket dağıtım merkezlerine yönelik ablukalarla genişletmeyi planlıyor.
Başbakan De Croo ise, bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor.
Çiftçilerle konuşmaya hazır olduklarını vurgulayan Başbakan,”Ülkeyi gereksiz yere bloke ederek değil, masanın etrafında ilerleyeceğiz. Vandalizme veya şiddete başvurmayacaklarını umuyorum” diye konuştu.
Peki çiftçiler neden sokakta ve ne istiyorlar?
Belçikalı çiftçilerin hedefinde öncelikli olarak AB mevzuatı uyarınca çıkarılan sıkı çevre düzenlemeleri var.
Ülke nüfusunun yüzde 70’ine sahip Flaman kesimi, geçtiğimiz haftalarda azot salımının 2030 yılına kadar yarıya azaltılması gerektiğini öngören düzenlemeyi kabul etti.
Flaman hükümeti, azot emisyonunu düşürmek amacıyla daha az ahır ve çiftlik ruhsatı verilmesini içeren düzenlemeyi protestolar nedeniyle yumuşatsa da çiftçiler katı çevre düzenlemelerinden hala memnun değil.
Hükümete göre, azot emisyonlarının yüzde 60’ı tarım kaynaklı. Bu nedenle domuz sayısının yüzde 30 oranında azaltılması ve doğa rezervlerinin korunması da dahil olmak üzere çiftçilerden daha fazla çevre dostu adım bekleniyor.
Katı çevre düzenlemeleri yüzünden kendilerini köşeye sıkışmış hisseden çiftçiler, yüksek maliyetlerden, hatta çiftliklerini kapatmak zorunda kalmaktan endişe duyuyorlar.
Belçikalı çiftçilerin tepki gösterdiği diğer bir konu da tarım kesimine yönelik sübvansiyonların kaldırılması ya da azaltılması ve tarım ürünlerine hak ettiği fiyatın verilmemesi.
Çiftçi Forumu (Boerenforum) adlı eylem grubunun sözcüsü Tijs Boelens, kamu yayıncısı VRT’ye yaptığı açıklamada, özellikle süpermarketlerin tavrını eleştirdi.
Süpermarket dağıtım merkezlerine yönelik ablukala hazırlığında olduklarını belirten sözcü, “Bu soğukta bizi sokağa döken grupları hedef almak istiyoruz. En düşük fiyatları teklif eden süpermarket zincirleri canımızı acıtıyor” dedi.
“Biz öfkeli değil, endişeli çiftçileriz” diyen Boelens, gelecek konusunda kaygılı olduklarını vurgulayarak, Avrupa Parlementosu’nu suçladı.
Eylemci çiftçilerin sözcüsü, “Suçlu taraflar Avrupa Parlamentosu’nda. İklime, hayvan refahına ve çevreye dikkat etmemiz gerektiği doğru. Ama bunu çiftçileri destekleyerek de yapabilirsiniz” diye konuştu.
Diğer Avrupa ülkelerinde durum ne?
Sadece Belçika değil Fransa, Hollanda, Almanya, İspanya, Polonya ve Romanya gibi diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerde de çiftçiler sokaklara çıkıyor.
Fransa’da çiftçiler pestisit yasağını, İspanya’da su kullanımıyla ilgili kuralları, Belçika ve diğer bazı ülkelerde de azalan gelir ve daha katı çevre düzenlemelerini protesto ediyor.
Bu protestolar, nedenleri konusunda farklılıklar gösterse de hepsinin ortak talebi AB’nin tarım konusunda daha tutarlı ve geniş politikalar uygulaması.
Avrupalı çiftçiler başlıca sorunlarını şu başlıklarla özetliyor:
Avrupa Birliği, daha önce çiftçilere ne kadar çok üretim yaparsa o kadar çok sübvansiyon veriyordu.
Ancak çevre ve iklim planları nedeniyle artık bu durum tersine dönüyor.
AB’ye göre Avrupa’da doğanın yüzde 80’i tarımsal etki nedeniyle zarar görmesi yüzünden, çiftliklere ve tarım alanlarına sınırlama getiriliyor.
Hollanda medyasına göre, katı kurallar nedeniyle zorlanan birçok çiftçi, büyümek için aldığı kredileri ödeyemediği için borçlu durumda.
Fransa’da başta küçük çiftçiler olmak üzere tarım kesimindekilerin dörtte biri, yoksulluk sınırının altında.
AB verilerine göre son 10 yıl içerisinde Avrupa’daki her üç çiftçiden biri işini bırakmak zorunda kaldı.
Bütün bu etkenlerden dolayı Avrupalı çiftçiler, Brüksel’e seslerini daha fazla duyurabilmek için sokaklara çıkıyor.